23 Haziran 2010 Çarşamba

AYLARA GÖRE HANGİ BALIKLAR YENMELİDİR.

İnternet üzerinden yaptığım araştırmaya göre bu bilgileri edindim ve sizlerle de paylaşmak istedim arkadaşlar. Sonbahardan itibaren balık mevsimi başlar ve balıklar daha boldur. Fakat yaz aylarında da benim gibi balık yemek isteyenler varsa işte listemiz. (liste internetten alıntıdır)



OCAK
Uskumru, lüfer, palamut, istavrit lezzetini korur. Kefal ve hamsi tam yağlı durumdadır. Cinekop, kofana, mezgit, berlam, minakop, dere pisisi, pazarlarla kolayca bulunur. Tekir ve kırlangıç bolca avlanır. Barbunya, kılıç, mercan, sinağrit az tutulur.

ŞUBAT
Bu ayda kalkan mevsimi başlar. Mayıs sonuna kadar devam eder. Tekir yine bolca çıkar. Uskumru, lüfer, palamut yağını kaybetmeye başlar. Gümüş balığı, kefal, dere pisisi, minakop lezzetle yenir.

MART
Kefal, levrek ve kalkanın en lezzetli zamanıdır. Uskumru ciroz olmaya yüz tutmuştur. Tavası ve pilakisi yapılabilir. Gümüş balığı fazlaca çıkmaya başlar . Lüfer ve palamut yağını kaybettiğinden sadece tava ve pilaki yapılmaya elverişlidir. Kofananın ızgarası olur. Minakop ve tekir her zaman olduğu gibi lezzetlidir.

NİSAN
Kalkan yine başta gelir. En bol zamanıdır. Mercan, levrek, kılıç ve kırlangıç bolca çıkmaya başlar. Dolayısıyla diğer aylara oranla daha ucuzdur. Bu ayda ve mayısta kılıç, ağustos ve kasım aylarında tutulanlar kadar lezzetli değildir. Gümüş balığı, kefal, mezgit, berlam, minakop, tekir ve barbunya çok tutulur. Eşkina bu ayda görülür. Levrek kadar lezzetlidir. Uskumru artık çiroz olmuştur. kaya balığı fazlaca avlanır ve ucuzdur.

MAYIS
Levrek, barbunya, dil balığı, tekir, kılıç ve iskorpit zevkle yenir. Fazlaca çıktığından pazarlarda her gün bulmak mümkündür. Uskumru, torik, palamut, hamsi ve istavrit yağını kaybetmiştir. Kefal yine lezzetlidir.

HAZİRAN
Bu ayda balıklar az tutulur. Dip balıkları yumurtalarını dökmüş olduklarından dağınık gezerler. Bu nedenle haziran ayı balıkçılık açısından verimsizdir. tekir, barbunya, gelincik, mercan, sinağrit, levrek ve eşkina bulunur. Fakat pahalıdır.

TEMMUZ
Sardalyanın mevsimi başlamıştır. Ekim ortasına kadar lezzetini devam ettirir. Kolyoz, istavrit, uskumru, tava ve haşlamaya elverişlidir. Tekir ve barbunya yine lezzetlidir. Kefal bu ayda lezzetsizdir ve üretimi azdır.

AĞUSTOS
Çingene palamutu mevsimini açar. Boyu uskumru kadar veya biraz daha iridir. Levreğe bile tercih edilir. Sardalyanın ise en lezzetli zamanıdır. Yine bu ayda kılıcın tadına doyum olmaz. Kolyozun tavası, pilakisi yapılır. İzmarit lezzetini bulmuştur. Kefal tavsiye edilmez.

EYLÜL
Sardalye ve kılıç lezzetlidir. Palamut irileşir. Her türlü pişirilmeye elverişlidir. Lüfer bu dönem pahalıdır. Kolyoz, istavrit ve kırlangıç bolca çıkar.

EKİM
Geçici balıkların, yazın Karadeniz'de beslenip, Marmara'ya göçe başladıkları aydır. Bu nedenle bol miktarda tutulur. Uskumru turfanda olarak kendisini gösterir. Lüfer tam lezzetini kazanmıştır. İstavritte yağlanmıştır. Palamut bolca çıkar. Tekir, barbunya, kılıç, levrek, sinağrit, mercan, sardalya, eşkina, minakop, torik, izmarit, iztrangiloz ve aterina gibi balıkları nispeten ucuz olarak temin etmek mümkündür.

KASIM
Uskumrunun en iyi zamanıdır. Kasım ayında bol bulunan ve lezzetli olan balıklar bu ayda da lezzetlidir. Torik akışı başlamıştır. Lakerdası yapılır. Pisinin en nefis olduğu aydır.

ARALIK
Uskumru, lüfer, palamut ve torik yağlı olduklarından her türlü yemeği yapılır. Hamsi de lezzetlidir. Tekir bol bulunur.

22 Haziran 2010 Salı

ANNE MUTFAĞINDA MANTI ETKİNLİĞİ...

Pazar günü annemin mutfağında mantı etkinliği düzenledik. Katılanlar Annem ve ben :)))
Tatildeyken otelde mantı servisi yapıyorlardı. Ama nasıl yapıldığını ve içinde ne olduğunu bilmediğim için dışarıdan hazır alıp yememeye karar verdiğimden kendimi zorda olsa tuttum. O yüzden de yiyemedim. Anneme dedim ilk iş gelince birlikte mantı yapıcaz canım çok istedi dedim. Oda memnuniyetle kabul etti.
ımmm nefis olmuştu. Mantı dediğin böyle olur içindeki etin tadını alıcaksın. Marketlerde satılanların hiçbirinde ben bu tadı bulamıyorum içinde bişeyler var ama ne?

Anne eli değince farklı oluyor zaten. Gittiğimde annem hamuru hazırlamıştı. Hemen bende oturdum yapmaya başladık. Yemek için sabırsızlanıyordum:) Yaptıklarımızın hepsini haşlamadık bir kısmını fırında üzeri kızarıncaya kadar pişirip, derin dondurucuya attık...

Malzemeler:

Hamuru için: (Annem hazırlayınca malzemeler hep göz kararı oluyor)

2 su bardağı kadar su
1 adet yumurta
tuz
Alabildiği kadar un

İç Harcı :

Kıyma
Maydanoz
Soğan
Tuz
Kırmızıbiber

Üzerine:

Yoğurt
sarımsak
tereyağ - kırmızı biber
nane

Yapılışı:
Hamur için gerekli olan bütün malzemeleri karıştırıp, yoğurun. Yumuşak bir hamur olucak. Hamurunuza göre yumaklara ayırın. Hamuru açıp, kare şeklinde kesin. Hazırladığınız iç malzemeyi koyup, istediğiniz şekilde kapatın. Büyük bir tencereye bol su doldurup, kaynatın ve hooop mantılar içine. Haşlanan mantıları sarımsaklı yoğurt ile karıştırın, içine 2-3 kaşıkta haşladığınız mantının suyundan ekleyin. Küçük bir tavada tereyağını eritip, kırmızı biber yakın. Bunu da mantının üzerine gezdirelim ımm en sonda naneyi ekledik mi tamamdır. Afiyet olsuuun.


21 Haziran 2010 Pazartesi

İRMİK HELVASI

Geçtiğimiz perşembe günü kandil gecesi olması nedeniyle uzun zamandır yapmak istediğim irmik helvasını yaptım. Yapılış şeklini işyerimizin aşçısından aldım. İrmik helvasını herkes farklı şekillerde yapıyor. İlk denemem hüsranla sonuçlanmıştı, şekerini fazla kaçırmışım toparlayamadım helvayı:) Bu seferde ona benzememesini umut ediyordum. Zaten bu seferde tutturamasaydım bir daha hayatta denemezdim ama oldu çok şükür:)
Malzemeler:
2 su bardağı irmik
göz kararı tereyağ (göz kararı kelimesini sevmem ama öyle oldu)
1 paket fıstık
2 su bardağı şeker (şeker miktarı damak tadınıza göre ayarlanabilir. Ben 1,5 su bardağı kadar koydum)
1,5 su bardağı süt
1,5 su bardağı su
Yapılışı:
Tereyağ iyice kızdırılır. Fıstıklar ve irmik eklenir. fıstıkların rengi dönene kadar kavrulur. Kavurma sırasında su ve süt karşımına 1 su bardağı şeker ilave edilip, şeker eriyene kadar karıştırılır. Kavrulan irmiklerin üzerine azar azar ilave edilir. Kısık ateşte arada karıştırılarak, su+süt karışımı çekene kadar pişirilir ve ocağın altı kapatılır. En son damak tadınıza göre geri kalan şeker helvanın üzerine gezdirilir. Tencerenin kapağı kapatılıp bu şekilde 20-30 dk dinlendirilir. Süre bitiminde tekrar karıştırılarak servis edilir.

16 Haziran 2010 Çarşamba

YOĞURTLU SEMİZOTU SALATASI - TEFALDE NAR GİBİ KIZARMIŞ KÖFTE VE TEREYAĞLI MAKARNA

Geçen hafta yıllık izindeydim arkadaşlar. Eşimle güzel bir tatil yaptık. Bol bol yüzdük, öğlen uykularımı aldım hatta bazen akşam üstleri bile uyudum:) doya doya dinlendik öyleki artık biraz daha kalsak hadi gidelim diye sızlanmaya başlayacaktım:) Tatilden gelince malûm dolapta pek bişey olmadığı için pratik şeyler hazırladım.
Canım annem bahçeden topladığı semizotlarını bana verdi güzelce yıkayıp salatasını yaparsın dedi. Bende yok demedim:) Bu arada tatildeyken KanalD ekranlarında yayınlanan Tam Tadında programını da izleme fırsatı buldum. Çok güzel yemekler, tatlılar yaptılar. Programda "Kotanyi" marka baharatlarında reklamı yapıldı ve benim çok ilgimi çekti. Baharatlara herzaman merakım vardır. Izgaraların dışında, yemeklerde ve salatalarda da kullanmayı çok severim. Markette hemen birkaç çeşidini buldum ve sarımsaklı tuzlu çeşnisini aldım. Değirmenli olması hem pratik hem de sofralarda çok şık duruyor. Semizotu salatasına da sarımsak yerine bu karışımdan ekledim. Sarımsağın dışında içindeki diğer baharatlarla güzel bir salata oldu. Tavsiye ederim...

Köftelerimi daha önceden hazırlayıp, acil durumlarda kullanmak için buzluğa atmıştım. Buyrun size acil bir durum:) Tefal Actifiry 'de kızarttım. Hem hafif oluyor hemde her tarafı eşit şekilde kızarıyor. Koku derdi de yok denecek kadar az. Actifry'de köfte yaparken kitabında da yazdığı gibi en az 30 dk. derin dondurucuda bekletilmesi öneriliyor. Benim köfteler zaten donmuş olduğu için biraz yumuşamaları için sadece 1-2 saat kadar dondurucudan çıkarıp, dolabın normal rafında beklettim. Sonra köfteleri dizip, üzerine çok az yağ gezdirdim ve süresini 15 dk ayarladım.

Nar gibi kızarmış köftelerde hazır.

Köftenin yanında ne olmazsa olmaz ? Tabikiiii benim favorim makarna. Köfteler olurken tereyağlı makarnamı da hazırladım. Mis gibi bir menü oldu. (Bizce)

5 Haziran 2010 Cumartesi

İONYA TURU - 2.Gün - Efes Antik Kenti, Meryem Ana Evi, Didim

İlk durağımız Meryem Ana Evi. Bol bol turist vardı. Japonmuydular, Korelimi, Çinlimi onlar birbirlerine çok benziyorlardı zaten. Ayin bile yapıyorlardı. Az buçuk gördük.
Burada da dilek diliyorlar....

Bahçesi çok güzeldi ve büyüktü.


Muhteşem Efes'e giriş. En çok merak ettiğim yerlerden biriydi Efes. Görmek kısmet oldu. Devasa bir yer gez gez bitmiyor. Girişte hamam vardı. Kentin girişinde olmasının nedeni şehre giren yabancıların burada ilk önce yıkanarak temiz ve sağlıklı bir şekilde şehre girişlerini sağlamak.

Efes'e giriş.



Tuvaletler...








4 Haziran 2010 Cuma

İONYA TURU - 1.Gün - İzmir, Şirince

Bu tura 23 Nisan Cuma tatilini fırsat bilip çıkmıştık ama bir türlü bu güzel, muhteşem yerleri sizlerle paylaşmak kısmet olmamıştı. Şimdi 2.tatilime çıkıcam daha bunları yayınlayamadım bloğa:) Ben turlarla kültür gezilerine çıkmaya bayılıyorum. Rehber eşliğinde olunca daha bir anlamlı oluyor geziler. Boş boş bakınmıyorsunuz en azından. Tarihi açıdan az buçukta olsa birşey kalıyor aklınızda. İlk durağımız İzmir Kordondu. Çok şirin bir yerde kahvaltımızı yaptık. Kordon'da serbest vakit geçirdik. Havada süperdi şansımıza...


Don Moreno'nun doğduğu sokaktaki 1907 yapımı tarihi asansör ile Halit Rıfat Paşa'ya çıktık. Asansör 2 mahalleyi birbirine bağlıyor. Ne gerek varki asansöre demeyin. ben o merdivenleri gördükten sonra yapandan ALLAH razı olsun dedim:) (yüzlerce basamak var)

Asansörden İzmir'e bakış.


Metropolis antik kenti - Tiyatro

Metropolis Antik Kenti - Hamam

Sıra geldi Şirince köyüne. Adı gibi çok şirin bir köy. Yapısı hiç bozulmamış. Teyzeler papatyalarla taç yapıp, satıyorlar. Bunun yanında el yapımı sabunlar, patikler, el işleri, hepsi çok güzeldi.





Bu resmi çok beğendim. Ben çektim tabi:)

Şirince'nin şarapları meşhur. Aklınıza gelicek her türlü meyvadan yapılmış şaraplar vardı. Tadına bakıp, satın alabiliyorsunuz...

İşte ben:)

3 Haziran 2010 Perşembe

YUMURTALI ÇİRİŞ

Kendimi blog konusunda hiç bu kadar tembel hissetmemiştim. Sizleri ziyaret bile edemiyorum. Çalışan biri olarak 2010 Haziran ayındayız fakat ben işyerimde 2009 ile ilgili rapor hazırlıyorum bende artık günlük işler yapmak istiyorum. Hep geçmiş hep geçmiş nereye kadar. Çok sıkıcı bir işin içine girdim aylar oldu bitiremedim. Bir an önce bitirmek için sürekli onun üzerinde çalışıyorum ve bloğa bişeyler ekleyemiyorum. Buda canımı sıkıyor:( Keşke muhasebeci olmasaydım ehüehüehü...
Bu yemek aylaaaaaar önce yapılmış resimlenmiş arşivde bekliyordu. Çiriş zamanı geçti ben daha yeni tarifi ekleyebiliyorum. Annem pazardan almış banada verdi kavurmasını ıspanak gibi yap çok güzel oluyor dedi ve gerçekten biz çok beğendik. Çiriş sebzesiyle bu sene tanıştım, bilmediğim ne otlar varmış... Ispanak gibi yıkamasıda zor değil, en çok bu yönü hoşuma gitti:)
Malzemeler:
(Ispanaklı yumurta gibi)
Çiriş
Soğan (bol olması yemeğin lezzetini arttırıyor)
Sıvıyağ
Tuz
Yumurta
Yapılışı:
Çirişleri güzelce yıkayıp, doğrayın. Geniş bir tencerede suyu kaynatıp, çirişleri ekleyip, haşlayın. Elinizle kontrol edebilirsiniz hafif diriliğinin gitmesi yeterki. İyice süzün. Sıvıyağda doğradığınız soğanları kavurun. Tuzunu ekleyin. Haşlanan çirişleri de ekleyip bir müddet pişirin. En son istediğiniz kadar yumurta ekleyin. (Ben yumurtaların sarısını ve beyazını ayrı ayrı ekledim.) Kapağını kapatıp kısık ateşte yumurtalarda pişinceye kadar beyleyin. Yemek esnasında üzerine pul biber de dökerseniz nefis oluyor:)