26 Mayıs 2010 Çarşamba

CORN FLAKES'Lİ PASTA (KEK)

Merhaba arkadaşlar. Uzun süredir arşivde bekleyen bir tarif bu. Evde yemediğimiz, yemeye de hiç niyetimizin olmadığı Corn Flakes vardı. Nasıl değerlendiririm diye internette araştırırken Damak Tadı-Gül Abla'nın bu tarifini buldum ve hemen yaptım. Yiyenler tarafından oldukça beğenildi. Umarım sizde beğenirsiniz.

Malzemeler:
1 paket krem şanti
1 su bardağı süt
3 yumurta
125 gr şeker
1 paket kabartma tozu
1 su bardağı un

Üzeri İçin:
100 gr tereyağı
3 yemek kaşığı süt
4 yemek kaşığı şeker
3 su bardağı mısır gevreği

Yapılışı:
Krem şanti 1 su bardağı sütle çırpın. 3 yumurtayı krem şantiye teker teker ekleyip çırpmaya devam edin. Şekeri ekleyip tekrar çırpın. Un ve kabartma tozu eleyin, karışıma dökün. Kaşıkla karıştırıp, yağlanmış borcama dökün (ben yuvarlak büyük borcam kullandım) üzerini düzeltip, 175 c de önceden ısıtılmış fırında 20 dk pişirin.

Bu sırada tereyağı eritin. Şekeri ve sütü ekleyip karıştırın. Mısır gevrekleri içine döküp karıştırın, ocağın altını kapatın. 20 dk sonra keki fırından çıkartın. Gevrekli karışımı, nazikçe kaşık yardımı ile kekin üzerine yavaş yavaş koyun. Yavaş koymalısınız ki, pasta çökmesin. Tekrar fırına verip 20 dk daha pişirin. Soğuduktan sonra dilimleyip afiyetle yiyin....

20 Mayıs 2010 Perşembe

PATLICAN YEMEĞİ (Tefal Actifry)

Hem az yağ kullanımı, hem de besinlerin sağlıklı pişmesi özelliği ile Tefal Actifry uzun zamandır almak istediğimiz bir üründü. Çünkü bizimde bir Actifry miz var artıııık. Gönül rahatlı ile eşime bol bol patates kızartabiliyorum artık. Bir kaç ay oldu alalı. Ne maceralar yaşamıştık işyerinde. 5 kişi hep birlikte internetten satın aldık:) Kesinlikle herkesin evinde olması gereken bir ürün diye düşünüyorum. Actifry ile sadece patates kızarmıyorsunuz daha bir çok yemek, tatlı, börek, pilav bile yapabiliyorsunuz.
Patlıcanı kızartarak yapılan yemekler daha lezzetli oluyor ama bir de eve yayılan kokular olmasa. Artık bu sorun tarihe karıştı. Patlıcanlarımı Actifry ile güzelce kızartıp yemeğimi yaptım.

Malzemeler:
2-3 adet patlıcan
kıyma (kavrulmuş, miktarı isteğe bağlı)
1 adet soğan
2-3 adet sivri biber
1 adet kırmızı biber
3-4 yemek kaşığı domates sosu (kış hazırlığından)
kırmızı biber, tuz, biberiye
Yapılışı :
Patlıcanlar alacalı şekilde soyulup, dörde bölünür. Tuzlu suda yarım saat bekletilip, suyu sıkılır ve kuru temiz bir bezle kurulanır. Sivri biberler iri şekilde doğranır, actifry'de bir süre kızartılır. Kırmızı biberlerde aynı anda kızartılabilir, isterseniz kızartmadan da kullanabilirsiniz. Biberleri alıp yerine patlıcanları koyup, kızartın. Bu sırada kıymayı hafif yağda iyice kavurun.
Tencereye sıvıyağ (az miktarda) koyup, soğanları biraz kavurun. Patlıcanları, yeşil ve kırmızı biberleri, biberiye, tuz ve domates sosunu ekleyip, 1-2 dakika pişirin. üzerine kavrulmuş kıymayı ve biraz su ekleyip, karıştırın ve pişmeye bırakın. Afiyet olsuuun...

18 Mayıs 2010 Salı

"YEMLİK" Bilirmisiniz?

Günaydınlar herkese...
Arşivde o kadar çok resim birikti ki. Hemen başlayalım o zaman.
Annemlerin pazara bir teyze geliyor. Bahçesinde yetiştirdiği sebzeleri (genelde kıvırcık, soğan, nane vb..) satıyor. Çocuklarına ve torunlarına katkıda bulunmaya çalışıyor. Annemde genelde ondan alır yeşilliklerini. Minicik minicik yaprakları olan kıvırcıklar getiriyor o kadar güzel ki. Yaklaşık bir ay olmuştur bu yemliği yiyeli:)
Bizim köyde yetişirmiş. Annemler çok yermiş köyde bu yeşilliği. Bundan birkaç sene önce köyden göndermişlerdi bu yemliklerden. Dayımlarda hep birlikte oturuyoruz. (Benim beş tane dayım var, ne kadar kalabalık olduğumuzu siz hesap edin:)) Yere sofra bezi serildi, yemlikler yıkandı geldi. Oturdular tuzlaya tuzlaya yiyorlar ama o keyfi görmeniz lazım. Biz kuzenler şaşkın şaşkın onları izliyoruz, ne yedik ne de gördük daha önce. Çimene benziyor zaten. Hemen tadına baktık. Tadında bir ekşilik var. Biraz yeşil eriği anımsatıyor . Ama hem köyü, hemde eski günleri yad ederek herkes tadına baktı.
Ne zaman yesem o gün gelir aklıma. Tabi köyde yetişenin tadını alamaz ama bir kereliğine yemiş olduk teyze sayesinde:)

iNTERNETTE UFAK BİR ARAŞTIRMA SONUCU BUNLAR ORTAYA ÇIKTI...
BİR VİTAMİN DEPOSU olan, lezzeti ve kendine özgü kokusu ile mükemmel bir besin bitkisi olan YEMLİK, ev ilacı yapılarak ta kullanılır. YEMLIK, dağlarda, çayırlarda ve tarlalarda kolayca, bol bol yetişir.
Bitki yetiştiği yere göre adlandırılır
1 - Dağ yemliği.
2 — Çayır Yemliği,
3 — Tarla Yemliği. YEMLİK, bazı yörelerde, halk dilinde ‘Otların Padişahı” adı ile bilinir ve tanınır.Kış ayları uzun ve sert geçen, genellikle sebze bakımından pek verimli olmayan yerler de yetişen YEMLİK, sebze ihtiyacını karşılamak yönünden de son derece yararlı ve makbuldür. YEMLİK, karların erimesinden sonra topraktan fışkırır, İlkbahar yağmurunu alınca serpilir ve gelişir. YEMLİK, beş altı yaprak verince toplanırsa yarar sağlar. Yapraklar çoğalıp büyüyünce bitki, sarı renkli çiçekler açınca bütün değerini kaybeder.
NEYE YARAR:
* Vitamin noksanlığının sebep olduğu pek çok hastalığı önlemek bakımından YEMLİK, çok mükemmel bir besin maddesidir. özellikle, “Demir” bakımından zengindir.
* YEMLİK, Çlğ olarak, salatası yapılarak yenirse, iştah açar, sindirim sisteminin çalışmalarını düzenler, sindirimi kolaylaştırır
* YEMLİK, sebze yemeği olarak hazırlanır, yenirse, mide ve bağırsaklarda son dereceli yararlı olur.
Besleyiciliğinin yanısıra, bu ot, organların faaliyetine yardımcı olur. YEMLİK’ten, lahana gibi pişirilerek yararlanılır. Bitkinin bu şekilde, bir sebze yemeği olarak hazırlaıımasıyla, hem mükemmel bir besin sağlanır, hem de mide ve bağırsaklar için yararlı, şifalı bir beslenme yolu seçilmiş olur. Ayrıca, YEMLİK kavurması yapılır.
* YEMLİK köklerinde sütlü bir madde bulunur. Bu sütten çok yararlı sakızlar yapılır. YEMLİK sakızı, tükürük bezleri üzerinde yararlı tesirler yaratır. Ağız kuruluğunu önler, sindirimi kolaylaştırır .

14 Mayıs 2010 Cuma

SONUNDA BİTTİİİ.. GERİ GELDİK :)


Merhaba arkadaşlar, merhaba dostlar, merhaba herkese :))) Sanki yeni başlıyormuşuz gibi oldu ama gerçekten uzun bir ara verdik bu sefer.


Ohhhh be sonunda bitti. Çok yoğun bir vergi dönemini bitirdik arkadaşlar. Ne bloğumuza zaman ayırabildik, ne de sizleri ziyarete gelebildik. Çok ihmal ettik çookkk..... Ama döndük sonunda çok şükür. Artık çok yoğun olmayacak işlerimiz. Eskisi gibi ziyaretlerinize geleceğiz inşaallah, sizleri de bekleriz :)))


Çok özledik çookkkkk...

22 Nisan 2010 Perşembe

PIRASA KIZARTMASI

Merhaba arkadaşlar. İşyerinde o kadar yoğun günler geçiriyoruz ki yeni bir tarif eklemek için zamanımız kalmıyor maalesef. Mayısın 10'undan sonra rahatlıyacağız inşaallah. Daha çok vakit ayırıcağız bloğumuza.
Pırasaları resimde görüldüğü gibi doğuruyoruz ve haşlıyoruz. Haşlanan pırasaları una batırıp kızartıyoruz. Afiyetle mideye indiriyoruz. Kiloları hiç ama hiiççç düşünmüyoruz :))
Ben sarımsaklı yoğurtlu seviyorum, kayınvalidem sirkeli yiyor. Sirkeli nasıl olur bilmiyorum ama yoğurtluyu kesinlikle tavsiye ediyorum arkadaşlar. (Resmi çok iyi çekemedim, çünkü bir an önce yemek istedim. Tek resim olduğu için bunu koymak zorunda kaldım:))
Afiyetler olsun...

21 Nisan 2010 Çarşamba

ORTAKÖY BLOG YAZARLARI BULUŞMASI


Gecikmiş bir yazı oldu biliyoruz ama işler o kadar yoğunki kendi bloğumuzu bırakın siz arkadaşlarımızı bile doğru düzgün ziyaret edemiyoruz. Ama şu vergi dönemini atlatırsak herşey yoluna girecek.

Pazar günü çok keyifli geçti. Sevgili Nilgün ve Mehtap sayesinde. Teşekkürler arkadaşlar. Pazar olmasından dolayı çok trafik vardı. Gittiğimde arkadaşlar kumpirleri almaya başlamışlardı. Özlemiştim çok zaman olmuştu kumpir yemeyeli. Nedense psikolojik olarak ortaköy dışında kumpir yiyemiyorum. Yesem bile çok nadirdir. Sanki sadece orda yenirmiş gibi geliyor:)

Resimlerden de anlaşıldığı üzere hoş sohbetli bir öğleden sonra geçirdik. Poyraz'ımda maşallah uslu uslu oturup bize eşlik etti. Ayrıca Nilgün'ün el emeği hediyesi içinde tekrar çok teşekkür ediyoruz. Ayrıca bu buluşmada süpriz bir sponsorumuz varmış. Daymod Çorapları. Buradan Coşkun Bey'e bu güzel hediyeler içinde teşekkür ederiz.




16 Nisan 2010 Cuma

KABAK YEMEĞİ

Hayırlı cumalar arkadaşlar. Bugün izlediğim bloglara şöyle bir göz attım. Herkes genelde tatlı çalışmış. Hepsinin tadına bakmak isterdim. Ellerinize sağlık. Detaylı olarak herkesi ziyaret edeceğim ağzım sulana sulana. Artık tatlı, hamurişi yapmayacağım, salata sebze yemekleri yapıcam diyorum ama şimdi sizlerde görünce şunuda uzun zamandır yapmıyordum, a bak bunuda yapıcaktım aslında deyip yapıp eşimle afiyetle yiyoruz. Sonrada kilo vermeye çalışıyoruz:)
Evde duramadığımızdan kaç haftadır profiterol yapıcam ama bir türlü kısmet olmuyor. Hep bişeyler çıkıyor. Mesela yarın da yokuz evde pazar günüde ALLAH kısmet ederse Ortaköyde Kumpir Buluşmasına gidicem. Bakalım fırsat bulursam yapıcam. Hem profiterol kilo aldırmıyor zaten dimi:)
Ben kabak yemeğini yayınlayacaktım konu nerelere geldi... Aslında herkes biliyor bu yemeği. Olsun bide benden olsun. Kabak yemeğini çok yaparım eşimle severek yeriz. Mevsimi geldi bol bol yaparım artık. Hele ki bu yemekte dereotuna bayılıyorum. Dereotunu eklemezsek güzel olmuyor zaten... (bence)
Malzemeler:
4 adet orta boy kabak
1 ader orta boy soğan
sıvıyağ
tuz
1 yemek kaşığı biber salçası
2-3 yemek kaşığı domates rendesi (Annem her yaz yapar. Domatesleri rendeleyip, kaynatıyor. Sonrada kavanozlara koyuyor. Bana da kışın yemeklerde kullanmak kalıyor.)
1 yemek kaşığı bulgur veya pirinç (isteğe bağlı)
Dereotu
Yapılışı :
Kabakların kabukları kazınır, dörde bölerek doğranır. Tencereye bir miktar sıvıyağ konur, küçük küçük doğranmış soğanlar biraz kavrulur. Tuz, biber salçası, domates rendesi de eklenip, karıştırılır. İçine yıkanmış kabaklar eklenir. Üzerine biraz sıcak su ilave edilerek, kısık ateşte pişirilir. Kabaklar pişmeye yakın 1 yemek kaşığı bulgur veya pirinç isteğe bağlı ilave edilerek pişirilir. Pişerken suyu azaldıkça sıcak su ilave edilir. Yemek piştikten sonra doğranmış dereotu ilave edilir ve servis yapılır. Yanında da yoğurt olursa nefis olur:)

13 Nisan 2010 Salı

ÇAVDAR EKMEĞİ


Merhaba arkadaşlar. 15 günlük bir aradan sonra tekrar tarif yazmak ne hoş :) Bir önceki postumda tembelliğimin suçunu havalara atmıştım, oda benden intikamını hastalıkla aldı tabi.

15 günlük zamanda ben bir nezle atlattım. Ben daha tam iyileşemeden minik kuzum ateşler içinde kavruldu. Çok şükür ikimizde iyiyiz şimdi. Gerçi benim hastalıktan sonra nurtopu gibi bir uçuğum oldu ama neyse bunada şükür. Bahar yorgunluğum da yavaş yavaş geçmeye başladı. Artık bu kadar tembellik yapmam herhalde, bir daha da suçu havalara atmam :)))

Ne demiş Orhan Veli Kanık "Beni bu güzel havalar mahvetti"....


Gelelim tarifimize, Sinangil Unlarından gelen Çavdar Ekmek Unu ile yaptığım ekmekler, çok pratik oldu ve yiyenler tarafından beğenildi...


Paketin üstündeki tarife göre yaptım zaten.

500 gr Çavdar ekmek unu
330 ml su
Evde İnstant maya olmadığı için yarım paket yaş maya kullanmak zorunda kaldım.
Yapım aşamasında paketin üzerindeki tarife aynen uydum. Bu kadar basit....
Ben küçük şekiller verdim.



Bu da ekmeklerimizin sandviç hali... Beyaz peynir, dereotu, taze nane ve çarliston biber.... Çok güzeldi. Herkese afiyetler olsun.

9 Nisan 2010 Cuma

POĞAÇA

Hayırlı cumalar herkese. C.tesi çalışmayanlar dışında yarın tatil ama sevinemiyorum. Çünkü c.tesi birçok kişide olduğu gibi benimde temizlik günüm. ALLAH'a şükür çalışıyorum. Evde otursam hergün temizlik yaparım gibi geliyor bana. Neden mi? Mesela yaklaşık 3 hafta önce evin camlarını silmiştim. Sürekli yağan yağmurlardan dolayı kötüydü. Geçen hafta c.tesi baktım camlarda yine su lekesi ama abartılacak gibi değil. Tabi ben ne yaptım hazır evdeyim, gezmeye çıkmayacağız. Doldurdum bir kova suyu camları yeniden sildim. Sonrada karşısına geçip "oh be ne güzel oldu iyi yaptım iyi" dedim kendi kendime:) Hafta içi yine yağmur yağdı. Şimdi korkuyorum kendimden yarında cam silermiyim acaba:( Hergün evde olsam durmadan bir yerler silerim heralde...
Bu güzelim havalarda da evde temizlik hiç çekilmiyor ama...
Şikâyet eder gibiyim değil mi? Ama etmek istemiyorum. ALLAH'a çok şükür sağlığımız yerinde, karnımız doyuyor. Her gün televizyonda ve gazetelerde öyle haberler okuyoruz ki. Binlerce yüzbinlerce kez hamdediyorum. Geçen hafta c.tesi boş durmadım tabi. Temizlik yapıldı sıra geldi pazar sabahı anneme giderken götüreceğim poğaçayı yapmaya.

Malzemeler:

1 su bardağı ılık süt
1 su bardağı ılık su
50 gr kadar yumuşak tereyağ
2 tatlı kaşığı instant maya
2 çay kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı şeker
aldığı kadar un
üzerine yumurta sarısı, çörek otu

Yapılışı:

Mayayı geniş bir kaba koyup üzerine tereyağ, tuz, şeker, ılık süt ve suyu ekleyin, aldığı kadar un ekleyerek yumuşak bir hamur elde edin. Üzerini örtüp 30-40 dakika kabarmasını bekleyin. Mayalanan hamurdan ceviz büyüklüğünde alıp, yuvarlayarak, tepsiye dizin. İsterseniz içine peynir, yada zeytin harcı koyabilirsiniz. Üzerine yumurta sarısı sürün ve çörek otu serpin. Ben fırını önceden ısıtmadım. Fırına koyduktan sonra 180 dereceye ayarladım, ısınma süresi zarfında da poğaçalar mayalanmış oldu.

6 Nisan 2010 Salı

ÜZÜMLÜ FINDIKLI BİSCOTTİ

Bu tarifi Sevgili Tijen'de görüp hemen not almıştım. Çok hoşuma gitti ve merakla bu hafta sonu denedim. Pazar sabahı kahvaltıda annemdeydik. Öğleden sonrada Eflâl hanımın (eşimin kuzeninin prensesi) doğum gününe gidicektik. Elim boş gitmeyeyim dedim ve kahvaltıdan sonra annemlerde Biscotti yaptım. Yaparkende evdekilere "öyle bir kurabiye yapıyorum ki parmaklarınızı yiceksiniz" dedim. Sanki daha önce yemişim gibi:) Ama çok şükür ilk kez yapsamda harika oldu. Kusura bakmayın mütevazilik yapamıcam:) Sütlü kahve ile birlikte birer tane herkese ikram ettim. Babam gerisi nerede bu kadarmı demeye başladı:) Dedim bu kadar misafirliğe götürücem... Bu hafta sonuda babam için yapıcam. İlk görenler kızarmış ekmek zannettiler. Gerçektende öyle görünüyor değilmi? Bu tarifi Sevgili Hümeyra'nın ev sahipliğini yaptığı "57.Porselen Demlik Çay Saati Etkinliği"ne gönderiyorum...
Malzemeler:

3 yumurta
1 su bardağı şeker
100 gr tereyağ (oda sıcaklığında yumuşamış)
1/2 paket kabartmatozu
1 paket vanilya
1 su bardağı fındık
1 çay bardağı kuş üzümü (kuru üzümde koyabilirsiniz bende kuş üzümü vardı.)
Alabildiği kadar un (tarifte 3 s.bardağı yazıyordu ama biraz daha fazla koydum)

Yapılışı:

Üzümleri yıkayıp sıcak su içinde bekletip, süzün. Derin bir kabın içinde oda ısısında yumuşamış tereyağını mikserle iyice çırpın. Ardından toz şekeri ekleyip, şeker iyice eriyinceye kadar çırpmaya devam edin. Daha sonra yumurtaları teker teker ekleyip çırpmaya devam edin. Ardından üzerine unu, kabartma tozunu ve vanilini ekleyip çırpın. Son olarak fındık ve üzümü katıp kaşık ile karıştırın. Elinize yapışan bir hamur olacak. Tepsiye yağlı kağıt serin. Elinizi biraz unladıktan sonra hamuru ikiye bölüp bir tanesi tepsiye uzun ve dar rulo şeklinde yerleştirin. Diğer yarısı içinde aynısını yapın. Elinizle üzerini biraz bastırıp düzleştirin. Önceden ısıtılmış 170 derecelik fırında yaklaşık 20-25 dk pişirin. Daha sonra fırından çıkarıp ılıması için 15 dk bekletin. Ardından biscottilerinizi keskin bir bıçak yardımıyla kesin. Tel ızgara dizerek önceden ısıtılmış 130-150 derecelik fırında 10-15 dk daha pişirin. Hava almayan saklama kabında uzun süre saklayabilirsiniz. Aslında üzerine toz şeker de serpicektim ama unuttum:(

AMATÖR PEÇETE HALKALARIM

Merhaba, iyi haftalar diliyorum herkese. Arkadaşlar sizlerde o kadar güzel peçete halkaları gördüm ki özendim takı yaparken elimdeki malzemelerle ilk peçeteliklerimi yaptım. Hoşumada gitti. Bakalım daha neler yapıcam. Yaptığım takılar için TAKI BLOĞUMU ziyaret edebilirsiniz...